İngilizce konuşma dilinde çok yaygın olarak kullanılan "What's the matter with ....." öbeği "onun nesi var?" anlamına gelir.
-What's the matter with you? |
"What do you think of...." kalıbı ile birisinin "..... hakkında ne düşündüğünü" sorarız. Cevap da genelde "I think, it is......" diye başlar, ve en sona bir sıfat konur. -What do you think of this meal? -I think, it is very delicious. -What do you think of hunting? -I think, it is dangerous. I think, it is cruel to animals too. -What do yo think of this hotel? -I think, it is very modern. -What do you think of Ayasofya? -I think, it is breathtaking. |
Bu ifadeler, diğer modallara göre çok daha kuvvetlidir. Gereklilik ve zorunluluk anlatırlar.
"Have to, has to" ifadeleri, gereklilik ve zorunluluk anlatırlar. "Has to" sadece 3. tekil şahıs (o) için kullanılır. Diğer şahıslar için "have to" kullanılır.
A student has to study very hard.
Olumlu cümlelerde mana olarak "must" ile benzerdir.
A soldier doesn't have to work in an office.
|
Soru cümlelerinde, "do" yardımcı fiilini kullanırız. Unutmayalım, 3. tekil şahıs için do yerine "does" kullanılır, ayrıca "does" kullanılmışsa yüklemi "have" olarak kullanmalıyız. -Doesa farmerhave to water the plants everyday? -Yes he does. -Doesan actorknow how to sing? -No, an actor doesn't have to know how to sing. -Do I have to go shopping? -No, you don't. We don't need anything now. -Does a child have to get a job? -No, a child doesn't have to get a job. -Does a policeman have to wear a uniform? -Yes, he does. |