Cengox
14 Yıl önce
sitede direct indirect kalıbıyla ilgili konu bulamadım. doğru ise siteye ekleyebilirsiniz.
Direkt anlatım = Direct Speech, konuşan veya yazanın meramını dolaysız olarak kendi ağzından anlattığı anlatım şeklidir.
Dolaylı anlatımda ise, (Indirect Speech = Reported Speech) konuşan veya yazanın bir olayı, oluşumu vs. başkasının ağzıyla anlatmasıdır.
birisinin söylediği cümleyi aktarmaya reported speech denir. Konuşma dilinde daha çok kullanılır.
Gerçekten, söylenen veya yazılan bir söz iki türlü iletilebilir. Birincisi direkt, dolaysız ifadedir. Mesela,
Direkt Anlatım = Direct Speech: I want to see my aunt.= Teyzemi görmek istiyorum.
Dolaylı Anlatım = Indirect Speech = Reported Speech
He said (that) he wanted to see his aunt. = Teyzesini görmek istediğini söyledi.
Birinci cümlede bir kimse, kendisiyle ilgili bir isteği bizzat kendisi söylüyor. Teyzesini görmek isteyen ve bunu söyleyen aynı kişidir. Yani, cümle dolaysız bir anlatımı gösteriyor. Gördüğünüz gibi, cümlede iki taraf vardır.
a) Eylemi yapan ve ayni zamanda onu anlatan veya yazan.
b) Eylemi dinleyen veya okuyan ve başkalarına anlatan
İkinci cümlede ise, fiilin sahibi başka, olayı anlatan veya yazan başkadır. Yani, teyzesini görmek isteyen başka, (mesela Ahmet) bunu dinleyenlere veya okuyanlara anlatan başkasıdır (mesela, Leyla).
Bu nedenle, bu tür cümlelere indirect speech = dolaylı anlatım denir. Gerçekten olay veya hal üçüncü bir kişi tarafından muhataplara sözlü veya yazılı olarak iletilir. Bu nedenle, dolaylı anlatımda üç taraf vardır.
a) Eylemi yapan, hali yaşayan,
b) Bunu görerek muhataplara anlatan veya yazan üçüncü kişi,
c) Olayı üçüncü kişiden dinleyen veya okuyan muhatap(muhatap = hitap edilen).
Eğer aktarılan eylem geçmişte yapılmış ise, cümle geçmiş zaman olur.
2- Genel Kurala Dikkat : Dolaylı anlatımdan bahsederken, genellikle geçmişten bahsederiz. Çünkü, konuşma genellikle artık geçmişte kalmıştır. Bu nedenle dolaylı anlatımdaki fiiller de geçmiş zamanlara aittir.
Dolaylı anlatımın en yaygın zaman kipi basit geçmiş zamandır = Simple Past Tense
Örneğin :
I am going to school. = Ben okula gidiyorum. Direct Speech = Direkt anlatım
He said he was going to school. =O okula gittiğini söyledi. İndirect (Reported) Speech = Dolaylı anlatım
Başkasının sözlerini dolaylı anlatımla(reported speecch) aktarırken orijinal cümle aynen kullanılmaz., onda bazı değişiklikler yapmak gerekir.
a) Zamir genellikle değişir. Mesela, ben (I) yerine, o, biz, onlar, (he,she, we, they) geçer.
3- Kullanılan zaman kipi kural olarak bir zaman kipi geriye gider.
Reported Speeech’te zaman kipi ayarı yapılırken aktarılan cümle bir tense geri atılarak ifade edilir.
Direct speech Reported speech
Simple present tense Past simple tense
Present continuous tense Past continuous tense
Past simle tense Past perfect tense
Past continuous tense Past perfect continuous tense
Present perfect tense Past perfect tense
Örnek :
**Direct Speech = I’m going to come. = Ben geleceğim.
Reported Speech = He said (that) he was going to come. = O geleceğini söyledi.
**Direct Speech : I have ben to London several times. = Londra bir kaç kez bulundum.
Reported Speech = She said (that) she had been to London several times.
**Direct Speech : I made too many mistakes. = Çok fazla hata yaptım
Reported Speech : He said (that) he had made too many mistakes.
**Direct Speech : You will be sorry for what you did. = Yaptığından dolayı pişman olacaksın.
Reported Speech : He said (that) I would be sorry for what I had done.
**Direct Speech : We can communicate smoothly = Sorunsuz iletişim yapabiliriz.
Reported Speech : They said (that) they could communicate smothly. = Sorunsuz iletişim kurabildiklerini söylediler.
4-Aşağıdaki zaman kiplerinde raporlanan olayın kipi değişmez.
Present simple Present continousPresent perfect veyaFuture simple
Zaman kiplerinde, kip değişikliği yapılmayabilir.
Örnek:
Direct Speech: The concert is a fun = Konser eğlenceli
Indirect Speech: He says the concert is a fun = O, konserin eğlenceli olduğunu söylüyor.
Direct Speech : Ataturk was born in 1881. = Atatürk 1881 yılında doğdu.
Indirect Speech: the teacher told us (that) Ataturk was born in 1881. = O, Atatürk’ün 1881 yılında doğduğunu söyledi.
Direct Speech: I go to theatre frequently. = Çok sık tiyatroya giderim.
Indirect Speech = He told me that he goes to theatre frequently.
Direct Speech: I smoke a pack of cigarettes daily. = Günde 1 paket sihara içerim.
Indirect Speech: He said that he smokes a pack of cigarettes daily. = O, günde bir paket sigara içtiğini söyledi.
7- Zaman ve yer zarfları değişikliğe uğrayabilir.
Here = there
There = there
Now = then, at that moment,
Yesterday = the day before, the previous day
Today = that day
Tomorrow = the following day, the next day,the day after
This = the That = that
These = those
Those = those
Ago = before
Next (week, month, year...)= the following (week, month, year)
Next year = the year after.
This = that
Tonight = that night
Last (year, month, week...) = The (year, month , week...) before
Geçmiş zamanları (past tenses) rapor eden fiillerden (reporting verbs) sonra aşağıdaki kip değişiklikler otomatikman yapılır.
Direkt Speech - Direkt Anlatım Reported Speech – Rapor Edilen
make (makes) made
is(am) making was making
are were
will would
have/has made had made
shall/will make should/would make
should/would make should/would have made
must had to
mustn’t wasn’t/weren’t/ had to
can could
could could
may might
9) Zaman Kipine Göre Dolaylı Anlatım
Direct speech Reported speech
present simple past simple
I am happy He said (that) he was happy
I work He said (that) he worked
present continuos past continuos
I am feeling sad He said(that) he was feeling sad
I am running He said (that) he was running
past simple past perfect
I was broke He said(that) he had been broke
I sat down He said(that) he had sat down
present perfect past perfect
I have been upset He said(thaT) he had been upset
I have smiled He said(that) he had smiled
present perfect continuos past perfect continuos
I have been feeling blue He said(that)he had been feeling blue
I have been learning He said(that)he had been learning
Future simple conditional
I will be pleased He said(that) he would be pleased
I will leave He said(that) he would leave
Future perfect simple conditional perfect
I will have been dead He said(that) he would have been I will have gone He said(that) he would have gone
- Say ve Tell
“Say” ve “tell” benzer anlamlara sahiptir. İkisi de kişilerle iletişimde bulunma anlamını vermektedir. Bu iki fiill, dolaylı ifadeleri başlatır. Ancak say ve tell farklı şekilde kullanılmalıdır.
“say” , dolaylı anlatımda hiçbir zaman infinitive (mastar) ile kullanılmaz.
“tell” ise hiçbir zaman fiilen söylenen sözler ile kullanılmaz ve daima şahıs nesnesi ile birlikte kullanılır.
Örnek:
Direct Speech: Go away = Defol git!
Reported Speech : He told me to go away = Bana defolup gitmemi söyledi.
Direct Speech: Pay the bill at once! = Hesabı hemen öde.
Reported Speech : The waiter told us to pay the bill at once = Garson, bize hesabı hemen ödememizi söyledi.
Reported Speech ifadelerinde “tell” fiilinden sonra “me,him,her,it,us,you,them” ifadeleri kullanılır.
Aynı şey “say” fiili için geçerli değildir. Araya “to” girmesi şarttır.
Örnek:
He told me that he went to Ankara = Bana Ankara’ya gittiğini söyledi.
He said to me that he went to Ankara = O, Ankara’ya gittiğini söyledi.
Örnek:
She said to me that she passed the exam = Bana sınavdan geçtiğini söyledi.
She told me that she passed the exam. = Bana sınavdan geçtiğini söyledi.
Arda said to Emre that he had done his job very well. = Arda Emre’ye işini çok iyi yaptığını söyledi.
Say ve Tell Fiillerinin Direct speech’te Kullanımı
“Say” fiilini direct speech ile kullanabiliriz.
Bir bilgi veya talimatı direct speech ile aktarmak istediğimizde “tell” fiilini kullanırız.
Say fiili direct speech sorularında kullanılır ancak tell kullanılmaz.
He said: "Do you play piano?" = O , “Piyano Çalıyor musun?” dedi.
Ama, he told “ do you play the piano” yanlıştır.
Aşağıdaki ifadelerde, sadece “tell” kullanılır, “say” kullanılamaz.
tell (someone) a story = birisine hikaye anlatmak
tell (someone) a lie = birisine yalan söylemek
tell (someone) the truth = birisine gerçeği söylemek
tell the future (= to know what the future will bring) = geleceği okumak
tell the time (= know how to read a clock) = birisine saati söylemek
Örnek:
D.S. (direct speech) : I am going to town with my sister = Kızkardeşimle şehire gidiyorum.
R.S. (reported speech) : he said that he was going to town with his sister = O, kızkardeşiyle şehire gittiğini söyledi.
D.S. : You have bought yourself a new dress = Kendine yeni bir elbise almışsın.
R.S. : He said that I had bought myself a new dress = O, kendime yeni bir elbise aldığımı söyledi.
Örnek:
D.S. (direct speech) : I am going to town with my sister = Kızkardeşimle şehire gidiyorum.
R.S. (reported speech) : he said that he was going to town with his sister = O, kızkardeşiyle şehire gittiğini söyledi.
D.S. : You have bought yourself a new dress = Kendine yeni bir elbise almışsın.
R.S. : He said that I had bought myself a new dress = O, kendime yeni bir elbise aldığımı söyledi.
Direct Speech: I will welcome the guests = Konukları ben ağırlayacağım.
Reported Speech: I told my boss that I would welcome the guests. = Patronuma konukları ağırlıyacağımı söyledim.
Direct Speech: I am a doctor. = Ben bir doktorum.
Reported Speech: She said that she was a doctor = O, bir doktor olduğunu söyledi.
Direct Speech: Dogs are smart animals = Köpekler zeki hayvanlardır.
Reported Speech: The grandfather told her grandson that the dogs were smart animals. = Büyükbaba, erkek torununa köpeklerin zeki hayvanlar olduklarını anlattı.