He is a sportsman. He is very tall. I think he is a basketballer. |
Şimdi geniş zamanı ifade etmeyi öğreneceğiz. Geniş zaman, yani "simple present tense" ile sürekli yaptığımız eylemleri anlatırız.
1. tekil ve çoğul şahıslarda (yani isim cümlelerinde "am" ve "are" ile kullandığımız şahıslarda) fiil yalın hali ile kullanılır.
|
İngilizce dilbilgisinde sıklık bildiren ifadelerin, geniş zaman ile kullanıldıklarına sık sık rastlarız.
I always brush my teeth after meals.
I never go to work on Sundays. I often play football with my friends. I always do my homework after school. I always eat lunch at noon and I sometimes go shopping with my mother. |
-What's your daily routine? What do you do in the morning everyday? -I get up at half past seven everyday. I make my bed and get dressed. Then I wash my face and have breakfast. I have breakfast at a quarter to eight. Then I leave home for school at ten past eight. What about you? |
I love sports. I like cycling, I like table tennis and I like football.
Sevdiğimiz şeylerden bahsederken "like" fiilini kullanırız. Sevmediğimiz şeylerden bahsederken ise "dislike" fiilini kullanırız. Ayrıca bunun yerine "don't like" da diyebiliriz.
Olumsuz halde 3. tekil şahıs için "doesn't" kullanılır.
Unutmayalım, "-s" eklenmesi için öznenin hem tekil olması, hem de 3. şahıs olması lazım. "ben" veya "sen" özne olursa "-s" kullanılmaz!
Ten students like playing basketball but three students dislike it.
Sevdiğimiz bir şeyi söyledikten hemen sonra, başka birşeyi sevmediğimizi söyleyecek olursak, araya "but" yazmalıyız. "but", "fakat" manasına gelir.
-Do you like orange juice?
Sevdiğimiz veya sevmediğimiz eylemlerden, aktivitelerden bahsetmek için de "like" veya "don't like" kullanabiliriz. Eylemlerden bahsetmek için fiil kullanırız. "like" ve "don't like" tan sonra fiil kullanacağımız zaman fiilin sonuna "-ing" ekleyerek kullanmalıyız.
Çok sevdiğimiz şeyleri "love" kelimesini kullanarak anlatabiliriz. "like" kelimesinden daha kuvvetli bir ifade sağlar.
Nefret ettiğimiz şeyleri ise "hate" kelimesini kullanarak anlatabiliriz. "don't like" kelimesinden daha kuvvetli bir ifade sağlar.
I like eating ice cream and I love chocolate ice cream. |
I play computer games in my free times. I have got a hobby too. I collect stamps for my hobby. My hobby is collecting stamps. |
"Can" sözcüğü, cümleye "yapabilir" anlamı katar. Becerilerimizi "can" kelimesiyle anlatabiliriz.
-Can you play table tennis?
Olumsuz yapmak için "can" yerine "can't" deriz. Böylece cümleye "yapamaz" anlamı katmış oluruz.
My friend can swim very fast but I can't.
Soru haline getirmek için "can"i cümlenin başına getiririz.Unutmayalım ki, yüklem olan fiil yalın halde kullanılmalıdır.
-Can a rabbit run fast? |
I can't cook very well but I can play tennis. I can't sing well and I can't play the guitar. I can't dive but I can swim. I can ski too. My friend can cook but she can't play tennis. My friend can sing well and she can play the guitar. She can't dive and she can't swim. My friend can ski too. |
My hobbies are playing table tennis and cycling. I am good at table tennis and I am very good at cycling. |
-I can swim very well but I can't run 500 meters. I can play the piano but I'm not good at it. I can play volleyball and I can walk like a duck but I can't cook a meal. I can speak German.
"Can" kelimesinin kullanımı ile ilgili özet bilgi böyledir... |
-Can you drive a car? -Do you walk to school every day? -Do you go to high school? -Can you climb a tree? -Do you live with your family? -Do you watch TV everyday? -Do you study hard? -Can you use a computer? -Do you play games on your computer? |
None of my friends can drive a car. Some of my friends walk to school every day. All of my friends go to high school. Ten of my friends live with their families. Six of my friends can climb a tree. Bu cümlelerde "none, some, all" gibi kelimeleri miktar belirteci olarak kullandık. "All" tamamı, "none" hiçbiri manalarına gelir. "some" ise, tam olarak belli olmayan bir miktarı "birkaç, biraz" şeklinde ifade eder. |
I know main events of Atatürk's life. He opens the Turkish Grand National Assembly on April twenty-third of nineteen twenty. We celebrate Republic Day on October 29th every year. We organise ceremonies and parades on that day. The soldiers make a parade on avenues. Students join the parade too. Children read poems and students sing and dance in the ceremonies. |